Arif Abiyi de üzmüşlerdi bi keresinde. Beslediği köpeğe hoşt mu demişler nedir öyle bir şey olmuş işte. Arada aklına gelir hüzünlenir. Bı kaç çaput bağlıyor bir de geceleri cami avlusundaki musluğa. Çok zaman dilek tutuyor dua ediyor sanmıştık da " yok ulan musluk damlatiyor rahatsız oluyorum " demişti. Şarabını rahat yudumlayamıyormuş. Tık tık tık bir ses oluyormuşta bilmem neymiş. Anlatıyordu geçen " tam Matiz kafam ha böyle Sultan'ın gülüşü yavaş yavaş duyuluyor kulağıma. Gözlerimi kapatsam görücem Sultan'ı öyle bı durum. Ulan diyorum zilli hiç mi özlemiyosun ? Tam cevap verecek tık tık tık siktiğimin muslu- tövbe haşa da ses oluyor işte ." Arif abi pek kadınlardan haz etmez de beni çok sever. Onun yanına diz çökünce " ne oldu delikanlı kız çocuğu" der. Yıllardır anlamam delikanlı miyim kız çocuğu muyum. Ama Arif Abiyi bilirim. Bir de Sultan'ı.
10 Aralık 2017 Pazar
28 Ekim 2017 Cumartesi
Elinin tersiyle ittiğin her cümlem boğazıma düğüm oluyor. Sigara artık ciğerlerime değil de kalbime ağır geliyor. Düşündün mü? yokluğumda ne yapar ? yaralarını nasıl saracak? ayağı tökezlediğinde kim dirseklerinden tutup onu ayağa kaldıracak ? Anlatamadığım şeylerin içimde katranla kaplı bir yumruya dönüştü. Çaresi olmayan bir hastalığa. Dilim dönse konuşacağım da... Cık.. tek harf düşmüyor dilimden . Bilirim tek kelimem değse kulaklarına çığlık olur. Bilirim konuşmazsam da dinlersin beni de.. Ne bileyim Ali sen öyle ardını dönüp gidince sessizce. Hiç gürültü yapmadan. Parmak uçların zemini öper gibi. Ne deseydim bilemedim.
'' bu kapıdan çıkarsan cenazem olursun ''
'' bu kapıdan çıkarsan cenazem olursun ''
10 Şubat 2017 Cuma
29 Ocak 2017 Pazar
SON MEKTUP
Unuttum sanıyorsun.
Aylar geçti,
Unutmuştur diyorsun.
Bir an aklımdan çıkıyorsan eğer,
Tüm perdelerimi söksünler.
Adımı unutmadan, adını unutmayacağım.
Yemin ettim.
Yeminliyim.
Ben senin kapının önünde bekledim.
Sen benim sokağımdan geçtin.
Bir insan
Bir insan,bu kadar sevilmemeliydi.
Ya da bilmeliydim neden terk edildiğimi.
Üç ay.
Eylülce kocaman 3 ay.
Seneler gibi.
Hiç gülmez gibi.
Hiç ellerim kalem tutmaz gibi.
Hamile bir kadının müebbet hapsi gibi.
3 ay 20 gün!
Saydığımdan değil ama..
Takvime gözüm ilişiyor işte arada sırada.
Sık sık fotoğraflara.
Bol bol gülüşüne.
Geceler boyu mesajlara.
Bazı anlar el yazına.
Gözlerimi kapatınca gözlerine.
Bazı zamanlar katlanılmaz oluyor.
Gözyaşlarına.
Boğaz ağrılarına.
Hıçkırıklara.
Nefes darlıklarına.
Kalp ağrılarına
Deliriyorum diyorum.
Geçer diyolar.
Geçmiyor işte diyorum
Alışırsın diyorlar
Alışmak istemiyorum diyorum
Kafamdaki sesler hiçbir zaman susmuyorlar
Susun diyorum ne olur susun…
Onun sesini unutuyorum.
Dokuz saatlik telefon kaydı.
Gün boyu takılı kulaklıklarla
Kafamın içinde unutmamak için
sesini tekrarlıyorum.
Sen gidersen
Deliririm demiştim
"Sen gidersen deliririm"
"Bak ciddi söylüyorum deliririm"
Ama zaten aklım hiç başımda değilmiş
Zaten seni sevmek
Akıllı bir kadının işi değil.
Deli olmak gerek seni sevmek için
Ya da zilzurna sarhoş olmak ,
Tenine karışan şarapta.
Kokunda.
Omuzlarında dalınan uykularda.
Sesinde.
En çok sesinde.
Ve birde
Anlattığın masallarda.
Rotasını kaybetmiş bir gemi gibi
Fırtınanın ne zaman çıkacağını bilmediğim denizlerde
Durmaksızın ilerliyorum
Yelkenler ha koptu ha kopacak
Mürettebat zaten gemiyi terk etti.
Durulup dinlenecek bir liman yok .
Bileklerimi senin gibi öpecek bir adam daha yok.
Seni çok sevdiğimden değil ama
Seni sevdiğim gibi seveceğim biri daha yok.
Takıntılı bir manyak olduğumdandır belki
Sen uyurken nefes alışlarını taklit ettim
Kalbin doğru atıyor mu diye kontrol ettim
Unutursun demiştin
Sen neleri unutmadın
Unutursun.
Açlık gibi.
Susuzluk gibi.
Ölüm gibi.
Anne kokusu gibi.
Sen unutulmazsın.
Aylar geçti,
Unutmuştur diyorsun.
Bir an aklımdan çıkıyorsan eğer,
Tüm perdelerimi söksünler.
Adımı unutmadan, adını unutmayacağım.
Yemin ettim.
Yeminliyim.
Ben senin kapının önünde bekledim.
Sen benim sokağımdan geçtin.
Bir insan
Bir insan,bu kadar sevilmemeliydi.
Ya da bilmeliydim neden terk edildiğimi.
Üç ay.
Eylülce kocaman 3 ay.
Seneler gibi.
Hiç gülmez gibi.
Hiç ellerim kalem tutmaz gibi.
Hamile bir kadının müebbet hapsi gibi.
3 ay 20 gün!
Saydığımdan değil ama..
Takvime gözüm ilişiyor işte arada sırada.
Sık sık fotoğraflara.
Bol bol gülüşüne.
Geceler boyu mesajlara.
Bazı anlar el yazına.
Gözlerimi kapatınca gözlerine.
Bazı zamanlar katlanılmaz oluyor.
Gözyaşlarına.
Boğaz ağrılarına.
Hıçkırıklara.
Nefes darlıklarına.
Kalp ağrılarına
Deliriyorum diyorum.
Geçer diyolar.
Geçmiyor işte diyorum
Alışırsın diyorlar
Alışmak istemiyorum diyorum
Kafamdaki sesler hiçbir zaman susmuyorlar
Susun diyorum ne olur susun…
Onun sesini unutuyorum.
Dokuz saatlik telefon kaydı.
Gün boyu takılı kulaklıklarla
Kafamın içinde unutmamak için
sesini tekrarlıyorum.
Sen gidersen
Deliririm demiştim
"Sen gidersen deliririm"
"Bak ciddi söylüyorum deliririm"
Ama zaten aklım hiç başımda değilmiş
Zaten seni sevmek
Akıllı bir kadının işi değil.
Deli olmak gerek seni sevmek için
Ya da zilzurna sarhoş olmak ,
Tenine karışan şarapta.
Kokunda.
Omuzlarında dalınan uykularda.
Sesinde.
En çok sesinde.
Ve birde
Anlattığın masallarda.
Rotasını kaybetmiş bir gemi gibi
Fırtınanın ne zaman çıkacağını bilmediğim denizlerde
Durmaksızın ilerliyorum
Yelkenler ha koptu ha kopacak
Mürettebat zaten gemiyi terk etti.
Durulup dinlenecek bir liman yok .
Bileklerimi senin gibi öpecek bir adam daha yok.
Seni çok sevdiğimden değil ama
Seni sevdiğim gibi seveceğim biri daha yok.
Takıntılı bir manyak olduğumdandır belki
Sen uyurken nefes alışlarını taklit ettim
Kalbin doğru atıyor mu diye kontrol ettim
Unutursun demiştin
Sen neleri unutmadın
Unutursun.
Açlık gibi.
Susuzluk gibi.
Ölüm gibi.
Anne kokusu gibi.
Sen unutulmazsın.
14 Ocak 2017 Cumartesi
O kadar yandım ki şimdi kül oldum sanıyorsun Abrek .Kül olmadım lakin kor kaldım. İçime çektiğim her dumanda kendimi yelliyorum. Bir şeyler yapmak istediğim noktada ayak bileklerimde ki zincirleri çekiştiriyorsun farkına varmam için. Bense hep farkındayım bileklerimde ki soğuk demirin. Sen bilirsin el bileklerimden öpülmeyi ne kadar sevdiğimi, ayak bileklerimden bir o kadar nefret ettiğimi.
Hep şuna inanmıştım; gelmeyecek birini beklemenin zorluğuna. Ama insanların inandığı şeyler değişiyormuş. Ben şimdi gidecek birini, gidişini bilmenin zorluğuna inanıyorum.
Onunla ilgili düşündüğüm,gülümsediğim her şeyin sonunda “yapma! Sevme daha fazla, nefret etmeye çalış kızım!Gidecek be adam, nası başa çıkıcaksın yokluğuyla? ” diyorum kendime.
Felsefede üçüncü halin imkansızlığı konusu vardır. Üçüncü bir durum imkansızdır işte. Ya olur ya olmaz, ya vardır ya yoktur. Sen bu tezi çürütüyorsun. İkinci halin imkansızlığı diyorum buna. Ya gideceksin ya da.. Ya da sı yok işte. İkinci bir durum,bir eylem, bir hal yok. Sen gideceksin.
Sen belki alkolik bi adam olacaksın gittiğinde, akşamlarında gün ağırana kadar içeceksin şarabını. Kimse sormaya cesaret edemeyecek “neden içiyorsun be abi?” diye. Yolda gördüğün sokak çocuklarıyla konuşacaksın belki beni. Çünkü sen, seni tanıyan kimseye bir şeyden vazgeçtiğini söyleyemezsin. O çocuğun aklında bile kalmayacak anlattıkların. Ne kadar pişman olursan ol, ne kadar özlersen özle bana tek kelime etmeyeceksin. Çünkü sen, kararları değişmez birisin. Kendine olan saygını asla kaybetmezsin.
Sen gideceksin ve ben alkol kullanmayacağım. Uyuşturucu madde almayacağım. Seni düşünüp düşünüp sigara yakacağım en fazla. Küllükler dolduracağım masaya taşan. Belki de ailem halimden şüphelenip beni bir psikiyatriste götürecek. Antideprasanlar kullanacağım. Şimdi senden bahsetmeye bayıldığım arkadaşlarımla tek kelime konuşmayacağım. “Bitti.” diyeceğim. Sorulan her soruya bitti bunu bil yeter diyeceğim. Öyle susacağım ki Hayta'ya bile anlatmayacağım seni. Öylesine içimde hapsediceğim ki her şeyi, tek bir şey bile sızamayacak. Kafamdan geçenleri, gece vakti duvarlara yazacağım. En çok geçtiğin sokağın duvarına, evinin duvarına. Elbet atlatırım olup bitenleri. Her ne kadar Süreya olsam da seni sevdiğimden beri, elbet Nazım olur buladırırım mideni. Senden daha fazla bulanır midem, içim acır, kusacak gibi hissederim hep. Ama sen daha çabuk unut beni diye razıyım.
Belki bilmiyorsun ama benim senden başka kimsem yok. Bu öyle şey gibi değil arkadaşlar aile vs. Beni yaşatan ruhumun ucunu sana zincirledim. Sen gidersen seni gülümsetsin diye. Sen gittiğinde geride bırakacağın boş bir beden olacak. Ama sen gittiğinde ruhum hala seni çok seviyor olacak.
Onunla ilgili düşündüğüm,gülümsediğim her şeyin sonunda “yapma! Sevme daha fazla, nefret etmeye çalış kızım!Gidecek be adam, nası başa çıkıcaksın yokluğuyla? ” diyorum kendime.
Felsefede üçüncü halin imkansızlığı konusu vardır. Üçüncü bir durum imkansızdır işte. Ya olur ya olmaz, ya vardır ya yoktur. Sen bu tezi çürütüyorsun. İkinci halin imkansızlığı diyorum buna. Ya gideceksin ya da.. Ya da sı yok işte. İkinci bir durum,bir eylem, bir hal yok. Sen gideceksin.
Sen belki alkolik bi adam olacaksın gittiğinde, akşamlarında gün ağırana kadar içeceksin şarabını. Kimse sormaya cesaret edemeyecek “neden içiyorsun be abi?” diye. Yolda gördüğün sokak çocuklarıyla konuşacaksın belki beni. Çünkü sen, seni tanıyan kimseye bir şeyden vazgeçtiğini söyleyemezsin. O çocuğun aklında bile kalmayacak anlattıkların. Ne kadar pişman olursan ol, ne kadar özlersen özle bana tek kelime etmeyeceksin. Çünkü sen, kararları değişmez birisin. Kendine olan saygını asla kaybetmezsin.
Sen gideceksin ve ben alkol kullanmayacağım. Uyuşturucu madde almayacağım. Seni düşünüp düşünüp sigara yakacağım en fazla. Küllükler dolduracağım masaya taşan. Belki de ailem halimden şüphelenip beni bir psikiyatriste götürecek. Antideprasanlar kullanacağım. Şimdi senden bahsetmeye bayıldığım arkadaşlarımla tek kelime konuşmayacağım. “Bitti.” diyeceğim. Sorulan her soruya bitti bunu bil yeter diyeceğim. Öyle susacağım ki Hayta'ya bile anlatmayacağım seni. Öylesine içimde hapsediceğim ki her şeyi, tek bir şey bile sızamayacak. Kafamdan geçenleri, gece vakti duvarlara yazacağım. En çok geçtiğin sokağın duvarına, evinin duvarına. Elbet atlatırım olup bitenleri. Her ne kadar Süreya olsam da seni sevdiğimden beri, elbet Nazım olur buladırırım mideni. Senden daha fazla bulanır midem, içim acır, kusacak gibi hissederim hep. Ama sen daha çabuk unut beni diye razıyım.
Belki bilmiyorsun ama benim senden başka kimsem yok. Bu öyle şey gibi değil arkadaşlar aile vs. Beni yaşatan ruhumun ucunu sana zincirledim. Sen gidersen seni gülümsetsin diye. Sen gittiğinde geride bırakacağın boş bir beden olacak. Ama sen gittiğinde ruhum hala seni çok seviyor olacak.
İnsanları yanlış yerlerinden seviyorsunuz. Saçından, gözünden,göğüsünden bacaklarından,kalçasından, parasından, uzun boyundan, şişkin kaslarından seviyorsunuz. Oysa ki bir insanı en deliliğinden seviceksiniz, en sakinliğinden yada. Gözü dönmüş halini seveceksiniz ya da size bakarken gözlerindeki parıltıyı. Göğsünü beğenmiyeceksiniz bi kadının. Avuçlarıma tam oturur demiyeceksiniz. Göğüs kafesinin içindekini seviceksiniz. Bu yürek benim için çarpıyor be diyebileceksiniz. Bacaklarını sevmeyeceksiniz mesela. Beraber yürüdüğünüz yollarda adımlarınızın ritmini seviceksiniz. Saç şeklini değil, başınızı saçlarına gömebilmeyi seveceksiniz. Kaslarını sevmeyeceksiniz yada bir adamın. Ellerinizi sımsıkı tutuşunu seveceksiniz. Sizi merak edişini, sıkı sıkı tembihleyişini, size olan saygısını seviceksiniz.Sizin dudak kıvrımlarınızdan öpüşünü seviceksiniz yada öpmeye kıyamayışını. Birini sevecekseniz tamamen seveceksiniz. Ambalaja bakıp da seçmeyeceksiniz.
Her bir sokak arasında,
Kalabalık kalabalık caddelerde
Türlü türlü insan sesleri.
Susun diyorum.
Susmuyorlar.
Kadınlar var,
Tiz sesleriyle alaylı gülüyorlar.
Şur kahkahalar atıyorlar.
Erkekler var,
Kocaman sesleriyle
Gerzekçe küfürler ediyorlar.
Çocuklar var,
Sesleri duyulmuyor.
Zaten çocukların
Hiç sesleri duyulmuyor.
Kalabalık kalabalık caddelerde
Türlü türlü insan sesleri.
Susun diyorum.
Susmuyorlar.
Kadınlar var,
Tiz sesleriyle alaylı gülüyorlar.
Şur kahkahalar atıyorlar.
Erkekler var,
Kocaman sesleriyle
Gerzekçe küfürler ediyorlar.
Çocuklar var,
Sesleri duyulmuyor.
Zaten çocukların
Hiç sesleri duyulmuyor.
Biz 3 kişiyiz. Kötü bir kadın var içimde. Avaz avaz bağırıyor. Çığlıklarını bir ben duyuyorum. Kahkahalar atıyor. Hep bi nefret duyuyor. Kime olduğu, neye olduğu belli olmayan. Küçük bi kız çocuğu var içimde. Pamuk şekeri yere düşüyor her tutmak istediğinde. Hıçkırarak ağlıyor. Gözyaşlarını silemiyorum. Ben varım bir de. Susuyorum.
9 Ocak 2017 Pazartesi
6 Ocak 2017 Cuma
içim.İçim nası ağlamaklı.İçim nası kan kaybediyor.Kanımı damla damla kaleme enjekte edesim var.Bak! boynumda bileğimde jilet izleri! Benim değil bu kesikler, hepsi bir kıyısından senin eserin
Çok yazıyorum. Odamı görsen, duvarlar şiir, yatak şiir. Sen az şey gördün. Bin cümle kuruyorsam bir hece okudun. Sesim ağlamaklı çıkıyorsa üzgünüm. Saklayamıyorum boğazlarım ağrıyor. Boğazımdan bir savaş gemisi tüm ikazlara rağmen boğazımı yırtarcasına siren çalıyor. Ben masal değilim. Mutlu sona gidemem. Bu bir felaket öyküsü, içimde kanlı katliam var.
Çok yazıyorum. Odamı görsen, duvarlar şiir, yatak şiir. Sen az şey gördün. Bin cümle kuruyorsam bir hece okudun. Sesim ağlamaklı çıkıyorsa üzgünüm. Saklayamıyorum boğazlarım ağrıyor. Boğazımdan bir savaş gemisi tüm ikazlara rağmen boğazımı yırtarcasına siren çalıyor. Ben masal değilim. Mutlu sona gidemem. Bu bir felaket öyküsü, içimde kanlı katliam var.
1 Ocak 2017 Pazar
Vaveyla
Sahiden
sahiden de seninle oturup adam akıllı
bir cümleyi özne ve yüklemi yerli yerinde kuramadık
Sensizliğin korkutucu
Ve bir o kadar da huzursuz bir düzeni var
Uykularım kabuslarla dolu
Uyanamıyorum
Uyuyamadığım uykulardan uyanamıyorum
Seni görmek için yattığım uykular
Kara bi batak gibi içine çekiyor sevgimi
Sana olan sevgimi
Gömdüm
Binlerce askerin öldüğü savaş gibi
Üst üste
Saygısızca
Ve bir o kadar da dualarla
Nefret ettiğin o kadın var şimdi karşımda
Aynalar
Aynalar nedense hep çatlak
Yüzün gibi değil.
Senin gibi değil.
Aptal ve küfürlerle dolu bir komedi filmi gibi
Baştan çekiyorum sensizliği
Eski sözcükleri kullanmadan
Pespaye
Harfendaz
Vaveyla
Vaveyla demişken
Duymuyorsun değil mi ?
bak !
boğazlarım yırtılıyor.
Genzimden bir çukura kelimeler döküyorum
oku.
Dinle.
Ya da bir sigara yak.
sahiden de seninle oturup adam akıllı
bir cümleyi özne ve yüklemi yerli yerinde kuramadık
Sensizliğin korkutucu
Ve bir o kadar da huzursuz bir düzeni var
Uykularım kabuslarla dolu
Uyanamıyorum
Uyuyamadığım uykulardan uyanamıyorum
Seni görmek için yattığım uykular
Kara bi batak gibi içine çekiyor sevgimi
Sana olan sevgimi
Gömdüm
Binlerce askerin öldüğü savaş gibi
Üst üste
Saygısızca
Ve bir o kadar da dualarla
Nefret ettiğin o kadın var şimdi karşımda
Aynalar
Aynalar nedense hep çatlak
Yüzün gibi değil.
Senin gibi değil.
Aptal ve küfürlerle dolu bir komedi filmi gibi
Baştan çekiyorum sensizliği
Eski sözcükleri kullanmadan
Pespaye
Harfendaz
Vaveyla
Vaveyla demişken
Duymuyorsun değil mi ?
bak !
boğazlarım yırtılıyor.
Genzimden bir çukura kelimeler döküyorum
oku.
Dinle.
Ya da bir sigara yak.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)